MODA İLE İLGİLİ GEÇİCİ ENDİŞELER
Hızlı moda
Hızlı moda kavramı 1980 yılında ABD’de ortaya çıkmış, 1900’lerin sonu ve 21. yüzyılın başında tüm dünyaya hızla yayılmış bir iş modelidir.[6]
Tasarımdan mağazaya ürünlerin hızlı üretim sürecine dayalı ve piyasanın ihtiyaçlarına anında cevap veren bir iş modelini ifade etmektedir.[6] Ucuz, düşük kaliteli, birkaç kez kullanılıp atılabilir kıyafetlerle özdeşleştirilen hızlı moda,[7] hazır giyim üretimi, ucuz stilleri halka sunmak için trend replikasyonunu ve düşük kalite malzemeleri kullanır.[8] Her hafta sunulan yeni ürünler ve yılda yaklaşık yirmi yeni koleksiyonun tanıtılması hem üretim hem de tüketimin hızla yayılmasına neden olmuştur.[7] Bu hareket çevre, hazır giyim işçileri ve tüketiciye ekonomik m
aliyeti bakımından zararlı etkiler doğurmuş;[8] kimi kaynaklara göre moda sektörün petrolden sonra dünyayı en çok büyük kirleten ikinci endüstri haline gelmiştir.[7]
Hızlı moda modelini çoğunlukla Zara, H&M, GAP, Primark ve TopShop gibi tanınmış markalar benimsemiştir.[9] Modada tüketim ve üretim trendleri; kıyafet tüketim hızı ve giysilerin çeşitliliği bakımından 1980’lerden itibaren büyük değişim geçirdi. 1980’lerde üretimin Asya’ya kaymaya başlamasıyla beraber kıyafet fiyatlarında düşüş hızlandı ve zamanla moda endüstrisi dünyanın en büyük üçüncü sektörü hâline geldi.[7] Bu üretim modelini sömürüye dayalı olmakla eleştiren protestolar karşısında markaların Çin’de şartları iyileştirmesi ve ücretlerin yükselmesi sonucu üretim, daha kötü koşulların olduğu ucuz maliyetli Bangladeş, Hindistan ve Vietnam gibi ülkelere kaymaya başladı.[7]
Yavaş moda
Yavaş moda modern hayattaki çok hızlı değişen moda akımları, eğilimleri ve hızlı üretime karşı doğmuş bir harekettir.[10] Terim ilk olarak yazar ve tasarım aktivisti Kate Fletcher tarafından kullanılmıştır. Fletcher yavaş modayı "kalite odaklı" olarak tanımlamıştır.[11] Yavaş moda hareketinin temel felsefesi uzun süreli giyilebilecek, kalitesi yüksek, modası geçmeyecek ürünler üretmektir.[10] Diğer yavaş moda öncüleri bu hareketin daha yavaş üretimi teşvik ettiğini, sürdürülebilirlik ve etiği birleştirdiğini, son olarak da tüketicileri yerel moda tarzları, doğal malzemelerle üretilen ve dayanıklı kıyafetler almaya yönlendirdiğini belirtiyor.[8] Yavaş moda hareketi "yavaş tasarım" hareketini başlatmıştır. Yavaş tasarım, endüstri devrimi öncesinin insan emeğine ve doğal malzemeye dayalı bir tür el sanatı olan tekstil üretimine geri dönüştür.[10] Yavaş moda sadece klasik olanı benimsemek ya da üretim sürecini yavaşlatmak değil; aynı zamanda kâr elde etmenin yanında sosyal sorumluluk, sürdürülebilirlik, şeffaflık ve diğer temel iş uygulamalarını geliştirmek demektir.[12]
Ürün kullanımı ve ömrü
Bilinçsiz tüketimin etkisiyle tekstil ürünlerinin kullanım ömrü yıllar içerisinde kısaldı ve bu nedenle dünyada bıraktığı olumsuz ayak izi arttı. Küresel eğilim, tüketicilerin 15 yıl öncesine göre iki kat daha fazla kıyafet aldığını, ancak bu kıyafetleri eski kullanım sürelerinin yarısına karşılık gelecek süreler boyunca kullandığını gösteriyor.[13] Bir moda ürününün ömrünü yalnızca %10, örneğin üç ay uzatmak, çevresel ayak izinde 3 milyon ton daha az CO2 salımı, 600 milyon m3 daha az su tüketimi ve 150.000 ton daha az atık üretimi gibi önemli etkiler sağlayabilir.[14] Diğer yandan bir giysinin giyim süresinin mevcut kullanım süresinin iki katına çıkarılması durumunda, GHG (sera gazı) emisyonunun %44 oranında azalacağı öngörülmektedir. Küresel olarak tüketiciler, giymeye devam edebilecekleri kıyafetleri çöpe atarak her yıl 460 milyar ABD dolarına varan kaynağı boşa harcıyor.[15]
Kaynak yoğun moda sektörünün neden olduğu ayak izi göz önünde bulundurulduğunda giysilerin mümkün olan en uzun ömürlü kullanımına yönelik malzeme ve iş modellerinin geliştirilmesi ihtiyacı doğdu. Al-yap-at doğrusal modelinden döngüsel iş modellerine geçerek ve ürünlerinin mümkün olan en yüksek değer seviyesinde tutarak kullanımını sağlayan modeller geliştirildi.[16] Döngüsel modeller, bir ürünün ömrünü uzatan ya da atığa dönüşmesini geciktiren, hatta atığa dönüşmesini engelleyen dayanıklılık, uzun ömür ve modülerliğin yanı sıra onarılabilirlik, ileri dönüşüm ve yeniden kullanılabilirliği içerir.[14] Bu modeller, ürünün tasarım aşamasından başlayarak üretim, kullanım ve ömür sonu süreçleri göz önünde bulundurularak planlanmalıdır. Tasarım ve üretim süreçlerinin dışında kalan tüketici kullanımı giysilerin ömrünü belirleyen en önemli aşamalardan biri. Sürdürülebilir tüketici davranışları geliştirilerek ürünlerin bilinçli kullanımı sağlanarak ömürleri uzatılabilir. Tüketicileri bilinçlendirmeye yönelik doğru etiketleme ve bakım talimatları doğrultusunda, daha az yıkama ve kurutma uygulamalarıyla CO2 salımı 2030’a kadar yaklaşık 186 milyon ton azaltılabilir. Tüketicide ömrünü tamamlayan giysiler için kiralama, yeniden satış, onarım ve yenileme gibi döngüsel modellerin uygulanması sera gazı emisyonunun 2030’a kadar yaklaşık 143 milyon ton azaltılmasını sağlayabilir.

KAYNAKÇA: https://tr.wikipedia.org/wiki/Sürdürülebilir_moda#Modayla_ilgili_geçici_endişeler